Rus-Ermeni İşbirliğinde Hedef:Güney Kafkasya

 Kafkasya’da Ermenistan dışındaki Ermeni nüfusu; Gürcistan’ın güneybatısı Samtshe-Cavaheti vilayetinden sonra Kafkasya’nın kuzeybatısında bulunan Krasnodar eyaletinde yoğunlaşmaktadır. Günümüzde kültürel ve siyasî çalışmalarıyla özerklik arayışında olan Ermeniler, bölge nüfusunun çoğunluğunu oluşturmaktadır.


 Nüfus çoğunluğunu kullanarak bölge yönetiminde söz sahibi olan Ermeniler, diğer etnik halkları bölgeden uzaklaştırmaya çalışmaktadır. Bölgede tarihsel bağlarının olduğunu ileri sürmen ve burayı “vatan parçası” ilân eden Ermenistan’ın Karadeniz kıyılarına ulaşma ideali göz önüne alındığında, bugün Amşen (Hemşin) Ermenileri olarak bilinen Krasnodar Ermenileri’nin bölgedeki konumlarının incelenmesi hâlinde, bölgedeki Ermeniler’in özerklik arayışlarının geleceği konusunda ip uçları verecektir.

    Rusya Federasyonu’nun Karadeniz kıyı şeridinin tamamını oluşturan ve Novorosisk, Soçi gibi iki önemli Karadeniz limanını barındıran Krasnodar eyaleti, tarım-sanayi-ticaret açılarından Rusya’nın gözde ticaret merkezlerindendir. Liman iklimi ve verimli topraklara sahip olan Krasnodar, Rusya’da en fazla göç alan bölgelerden biridir.

    SSCB’nin dağılması sonrası yarım milyon göçmen alan ve günümüzde 78 etnik grubun yaşadığı Krasnodar’a yönelik en yoğun göçü, Ermeniler gerçekleştirmektedir. Rusya’nın ve Abhazya’nın Karadeniz kıyılarına yerleşmiş olan Ermeniler, genelde Türkiye’nin Doğu Karadeniz’inde bulunan Hemşin bölgesi kökenli oldukları için, Kuzey Kafkasya’da “Amşen Ermenileri” adıyla tanınmaktadırlar. SSCB devrinden itibaren, gerek Ermenistan’dan ve gerekse güneybatı Gürcistan’dan bu eyalete yoğun bir Ermeni işçi göçü gerçekleşmiştir. Ayrıca, Gürcistan-Abhazya savaşı nedeniyle 1992’de (Abhazya nüfusunun yaklaşık yüzde 40’ı kadar olduğu iddia edilen) Abhazya Gürcüsü ve Ermenisi Krasnodar’a yerleşmiştir. Böylece, günümüzde Ermeniler, Krasnodar’da Ruslar’dan sonra en büyük nüfusa sahip etnik grup hâline gelmişlerdir. Söz konusu eyalete yönelik Ermeni göçüne bir düzenleme getirmek için Rusya Federasyonu, 29 Ağustos 1997’de Ermenistan ile “Gönüllü Göçmenler’in İskânı” üzerine anlaşma imzalamıştır. Ancak, söz konusu anlaşma Ermeniler’in Krasnodar’a göçüne düzen getirmek yerine, daha da arttırmıştır. Bu nedenle Rusya Federasyonu Federasyon Meclisi anlaşmanın onayını ertelemiştir.

      Amşen (Hemşin) Ermenileri, Krasnodar’da yoğun bulundukları kent ve köylerde örgütlenmiş, Ermeni Diasporası ile ilişkisini geliştirmiştir. Krasnodar’ın Tuapse ve Apşeron ilçelerinde bulunan Amşen Ermenileri tarafından kurulan Ermeni Bilim ve Kültür Merkezi olan “Amşen” kurumu; Amşen Ermenileri’ni Ermenistan Diasporası’nın ve Ermeni kuruluşlarının faaliyetleri konusunda bilgilendirmek ve aynı zamanda Amşen Ermenileriyle ilgili çıkan haberleri Rus ve Ermeni Diasporası’nın basınına iletmek amacıyla kurulmuştur. “Amşen” merkezi, Ermenice “vatan parçası” anlamına gelen “Yerkramas” adında bir yerel gazete yayınlamaktadır. Bu gazetenin adı da Amşen Ermenileri’nin Krasnodar’ı Ermenistan’ın tarihî bir parçası olarak gördüğünün açık delili olmaktadır.2
Krasnodar’ın içinde bulunduğu Kuban bölgesini, tarihî Ermeni toprağı olarak gören ve eyalet içinde örgütlenmelerini tamamlayan Amşen (Hemşin) Ermenileri, 1995 sonrası Krasnodar’da siyasî-kültürel özerklik arayışına başlamışlardır. Bu amaçla, Soçi’nin güneyinden Abhazya’nın Gagra kentinin kuzeyine kadarki bölgede nüfusun çoğunluğunu oluşturan Amşen Ermenileri, Rusya’nın Karadeniz sahilinde yer alan Adler’de özerklik arayışına girmişler ve bu amaçlarına yasal bir dayanak sağlamak için Adler’de “Ermeni Ulusal Bölgesi” oluşturmak amacıyla referandum yapmak için 2000 yaz aylarında girişimlere başlamışlardır. Tabiî ki, Ermenilerin Krasnodar üzerinde hak iddia etmeleri ve eyalet nüfusu içinde sürekli olarak artmaları, ekonomisi ve yerel yönetim yapısı ile Rusya içindeki diğer idari birimlere göre daha fazla milliyetçi-gelenekçi bir yapıya sahip olan Krasnodar’ın yöneticilerini ve Slav Kazakları’nı3 (Kossak) giderek daha fazla rahatsız etmeye başlamıştır. Nitekim, bölge nüfusunun çoğunluğunu oluşturan Ermenilerle Kazaklar arasında gözüken gerilim, zaman zaman Ermeni ve Kazak gençleri arasında çatışmalara neden olmaktadır.

       Hiç şüphesiz bu olumsuz gelişmelerden bölgede yaşayan, Kırım Tatarları ve Ahıskalı Türkler de nasibini almaktadır. Bölgedeki etnik azınlıklar, yerel otoritelerin sosyal ve fiziksel baskılarına mâruz kalmaktadırlar. Hâlen Krasnodar eyaletinde, sosyal ve idari baskı altında yaşayan Ahıskalılar’ın durumuna dikkat çeken “Ahıskalı Türkleri Vatan Cemiyeti” eski Başkanı Yusuf Sarvarov, 6 Mart 1998’de Moskova’da düzenlediği basın toplantısında, “Krasnodar’daki ırkçı yaklaşımların azınlıklara karşı tehlikeli bir boyutta olduğuna dikkat çekmiştir. Krasnodar’da 1989’a kadar 2.135 Ahıskalı Türk yaşarken, Özbekistan-Fergana olaylarından sonra bu sayı oturum izni (propiskas) olmayan yerleşimlerle 17.000’e çıkmıştır. Son on yılda meydana gelen bu artıştan rahatsız olan yerel otoriteler, Ahıskalılar’ı Krasnodar’da ‘İslâm devleti’ kurmak istemekle suçlayarak ‘yumuşak etnik temizlik’ kampanyaları başlatmışlardır.”5 Bu gelişmelerin ardından Ahıskalı Türkler yasal oturma izni gibi en temel vatandaşlık haklarından mahrum edilmiş ve sebepsiz yere alınan ayrımcı vergiler dolayısıyla ağır bir ekonomik baskıyla karşılaşmışlardır. Yerel iktidarın çıkartmış olduğu “yerleşim ve oturma” yasası 17 bin Türk nüfusunu “sıfıra indirme”yi hedeflenmektedir. Söz konusu yasa yerel idarelere “sınır dışı” etme önlemleri alma yetkisi tanımaktadır. Milislere “geçici tutuklananlar için toplama istasyonları” oluşturma ve sınır dışı edilenlere sınıra kadar eşlik edecek “özel birlikler” kurama yetkisi tanıyan bu yasa öncelikle olarak Mesket (Ahıskalı) Türkleri’ne yönelik uygulanacaktır.6 Bu olumsuz gelişmeleri sert bir şekilde kınayan BM Mülteciler Yüksek Komiserliği 5 Nisan’da bir açıklama yaparak; “1992’de kabul edilen Vatandaşlık Yasasına göre SSCB pasaportu taşıyan Ahıskalılar, Rus vatandaşıdırlar. Rusya Federasyonu Yüksek Mahkemesi dahil çok sayıda mahkemenin bu konuda Ahıskalılar’ı destekleyen kararları vardır”7 gibi yasaları hatırlatarak, Ahıskalı Türklere karşı yapılan insan hakları ihlallerini tespit ve ilân etmiştir. Bölgedeki insan hakları savunucularından Vadim Karastilov’un Ahıskalılar’ın ABD tarafından kabul edilmesi için Beyaz Saray ve Dışişleri Bakanlığı yetkilileri ile yaptığı temaslar sonucunda konu ile ilgilenmeye karar veren ABD, ABD Göçmen Dairesi ile Moskova Büyükelçiliği yetkililerinin ve BM temsilcilerinin yer aldığı bir heyeti incelemeler yapmak üzere Krasnodar’a göndermiştir. Bölgedeki Ahıskalılar’ın ABD’ye iskânına ilke olarak olur veren ABD Dışişleri Bakanlığı, heyetin temaslarının sonuçlarını en kısa zamanda değerlendirmeye alacaklarını beyan etmişlerdir. Bu çalışmalar çerçevesinde Krasnodar bölgesinde göçmenlerin listelerinin çıkarılması çalışmaları8 da son gelen haberler arasındadır.  

|Bu yazı 2023 Dergisi’nden alınıştır|Rasim BAYRAKTAR

Bu konuyla ilgili yorumunuzu yazın